Yeni Normalleşmeye Geçerken

‘’ Bu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak, sarımsaklamasak da mı saklasak?
Yeni normalleşme günleri aynı böyle hissettiriyor. Zihnimde dönen bir tekerleme var sanki; biraz tuhaf, biraz karışık. Normalleşsek de mi hayata karışsak? Henüz normalleşmesek  de biraz daha evlerimizde mi kalsak? Bir yandan işler, güçler, ekonomi ne olacak, diğer yandan ya hasta olursak düşünceleri, çelişki yaratıyor. Pandemi zihnimize mi yerleşti yoksa!!

Pandemi ve yeni normalleşme süreçlerinde, birçoğumuz az veya yoğun kaygı yaşadık, yaşıyoruz.

Kaygı mevcut tehlikelere karşı insanı uyanık tutan, hayatta kalmasını sağlayan bir duygu fakat yoğun hissedildiği zaman ruhsal ve fiziksel sağlığı olumsuz etkiliyor. Yoğun kaygı duyuyorsak ;  hissettiğim bu yoğun kaygının bana faydası ne? zararı  ne? diye kendimize sorabilir ve  düşüncelerimizi sorgulayabiliriz.

Kaygının en önemli sebeplerinden biri Kovid-19’u çok tehlikeli algılayıp,  alınan tedbirlerin etkisini küçümsememiz.

Halbuki  Uzmanlar ‘’Kovid-19 alacağımız tedbirlerden daha güçlü değil ’’diyorlar.

Mesele , yeni normalleşme sürecinde rehavete kapılıp tedbiri elden bırakmamak. Her fırsatta hatırlayıp, hatırlatıyoruz mühim üçlüyü;  Maske +Hijyen + Sosyal Mesafe.

Çin bilimine ve felsefesine dayanan Yin/ Yang öğretisi , evrenin ve doğanın işleyiş düzeneklerini anlatıyor. Birbirine zıt olan olguların bir arada olmaları ve etkileşimleri tamamlayıcıdır ve bütünü oluşturur diyor öğretide. Örnek verecek olursam; karanlık ve aydınlık iki zıt olgulardır.

Öğretiye göre her karanlığın içinde bir miktar aydınlık, her aydınlığın içinde bir miktar karanlık vardır. Miktar zaman içinde değişkenlik gösterebilir.
Yin/ Yang öğretisine göre değerlendirirsek; Pandeminin ve yeni normalleşme süreçlerinin İnsanlığa yaşattığı olumsuz etkiler inkar edilemez. Peki hiç olumlu etkisi de olmadı mı, olmuyor mu bu süreçlerin?
Profesyonel Turist Rehberi çok sevdiğim arkadaşım Emi Uygun’un , Pandemi  başladığında ‘’ Bir yerlere gidemiyorsak , geçmişe yolculuk yapalım ‘’ sözünü çok hoş buldum. Fotoğrafları çıkartıp geçmişe yolculuk yaptık; anılar, eski hikayeler  gün yüzüne çıktı. Sürekli evde kalınca mecburi yemek pişirme telaşı, yeni tarifleri keşfetmeye, becerilerimizi tekrar hatırlamaya yaradı, arkadaşlarımızla sanal ortamlarda görüştük, ailemizle  birlikte çok daha fazla vakit geçirdik; bazılarımız bu süreci sevgi dolu geçirirken, bazılarımız ilişkilerin ne yapılırsa toparlanamayacağını farketti; farkındalığın her türlüsü kıymetli, evlerimizi temizledik, fazla eşyalarımızı ayıkladık, müzik listeleri yaptık, kitap okuduk, dışarı çıkamadık İçimize döndük;  meditasyon yaptık ve daha daha farklı uğraşılar…
Pandemiden çıkıp yeni normalleşme sürecinin başlamasında en sevindirici durumlar sanırım dışarı çıkabilmek ve ekonominin canlanması. Bu süreçlerden  dünyada ve ülkemizde bir çok  sektör çok olumsuz etkilendi. Turizm ve ağırlama sektörü olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor.
Dünyadaki değişen duruma , yeni dünya düzenine tüm sektörler entegre olmaya çalışacaklar. Hannibal’ın dediği gibi ‘’ Ya bir yol bulacağız ,ya bir yol açacağız’’.
Turizm sektöründe yeni normalleşme süreciyle birlikte gerçekleşeceği öngörülen bazı  varsayımlar var gündemde:

Pandemi nedeniyle Turizm misafirlerinin hijyen beklentisini karşılayabilmek ve kaygılanmamalarını sağlamak için , sektörde temizlik standartları iyileştirilecek.

İDijitalleşme; online rezervasyonlar, internet sitelerinde işletmelerin tanıtılması, işletmelerin sosyal medya hesaplarının aktif kullanımı önem kazanacak.

Sanal Turizm ile mekanların ve turistik yerlerin sanal ortamda kapsamlı ziyaret edilebilmesi , gerçek seyahetlere katılmayı motive edebilir.
Özellikle ülkemizde Sağlık Turiziminin artacağı; medikal turizm, termal turizm, SPA-Wellness turizmi, saç ekimi, obezite ve estetik cerrahisi gibi farklı alanları kapsayan yabancı ülke taleplerine hazırlıklı olunacak.
Evrende her şey gelip geçici, durağan değil.
Bu süreçte geçecek , ömür boyu pandemi veya normalleşme süreçleri olmayacak.
Bu süreçleri geçirirken durumu farketmek ve olanı kabul etmek çok önemli. Yapacağımız olumlu çabalar çok değerli.

Kendimize hatırlatalım; hiçbir çaba boşa gitmez! Olumlu çabalarımızla , olumsuzun içindeki olumluyu arttırma şansımız olur.
Yoğurtla başladığım yazımı, Pandemi  sürecinde denediğim yoğurtlu bir tarifi paylaşarak tamamlamak istedim.
Taze Baharatlı Haydari
Malzemeler
65 gr Süzme yoğurt
35 gr Ekşi Krema
1 dal dereotu
1/4 demet taze nane
4 gr tuz
1 diş sarmısak
Süzme yoğurdu ve çiğ kremayı karıştırın , içine ince kıyılmış dereotu, nane , ezilmiş sarmısağı ve tuzu ilave edip hepsini karıştırın, servis edin.
‘’ Kısık Ateş ‘’tarifidir.

Sevgiyle kalın,
Beki Şikar
Psikolojik Danışman