Melankoli

Melankoli

M.Ö 8.YY. da Antik Yunan döneminde Hipokrat  yaptığı çalışmalar sonrasında ilk kez melankoliyi tanımlar. Hipokrat‘a göre; Üzüntülü olup,acı içinde kıvranma ,ışıktan ,insandan kaçınma ,karanlığı sevme ve yalnızlığa sığınma durumu dur.

Bu hastalıkta karın ve diyafram kısmı ağrılı olur; hastalık sonbahar başlangıcında daha sık görünür. Genelde bu yüzden sonbahar ve melankoli sanatçılar tarafından birlikte kullanılan bir malzeme olmuşlardır..melankoli , halsizlik, isteksizlik ve az yemek yeme gibi durumlara yol açar.

Hipokrat, insan karakterinin 4 sıvının özüne göre oluştuğunu söylemiştir. Bu sıvılar kara safra, kırmızı safra, kan ve balgamdır. Bunlarda kara safra sıvısı, melankoli durumuna sebebiyet vermektedir.

Hipokrat’a göre şöyle ki; safra bezinin salgıladığı sıvının kuruyup koyulaşması ve zehire dönüşmesiyle kara safra sıvısı meydana gelir. Bu sıvı tüm vücudu etkileyip, aynı zamanda bilinci bulanıklaştırır. İşte melankoli bu şekilde ortaya çıkmaktadır.

Hüzünlü bir hali, melankoli olarak tarif etmeyi tercih eder insanlar. Gerçek  melankoli ile romantize edilmiş gündelik melankoli aynı anlamda kullanılmamalıdır.

Melankoli bir hastalık biçimidir ve bipolar bozukluğun depresyon halidir. Depresyondan daha ağırdır. Tedavisi ilaç tedavisi ve destekleyici psikoterapidir.

Psk. Nezahat Bedir